4 Temmuz 2013 Perşembe

Darbe Sonrası Stres Bozukluğu

Askeri darbeler neredeyse insanlığın var olmasından beri vuku bulmakta dünya üzerinde. Antik dönemdeki Yunan ve Hindu kent devletlerinde çok yaygın bir olguydu. Elinde askeri gücü olan kimse bu gücü kullanarak yönetimi ele geçirmekte bir sıkıntı görmezdi.Bunların yanı sıra tarihteki en ünlü darbe mağruru ve mağduru da Julius Caesar'dır sanırım. Kazandığı zaferlerden ve başarılardan sonra 13. lejyonunun askeri gücüne dayanarak Roma'da bir iç savaş başlatmış ve sonunda galip gelip Roma'yı cumhuriyetten imparatorluğa dönüştürüp Roma'nın tek hakimi olmuştur. Ta ki sonunda gene bir darbeyle öldürülüp iktidardan devrilene kadar. Bu yönüyle darbenin iki yüzünü de  yaşamış bir şahsiyettir kendisi. 



Antik çağların binlerce yıl öncede kalması gereken bu köhne uygulaması maalesef çağdaş dünyamızda da sık sık karşımıza çıkıyor. Özellikle 20. yüzyıl darbeler tarihi açısından tam anlamıyla bir bolluk bereket dönemi. Latin Amerika'da, Asya'da, Afrika'da ve Avrupa'da onlarca darbe yapılmış bu yüzyıl boyunca. Pinochet'den Saddam'a, Papadopulos'tas Pervez Müşerref'e birçok örnek vardır darbeyle iktidarı ele geçirme kousunda. Ve tabi ki bizim ülkemiz. Bir tanesi yetmemiş gibi 20 yıl sonra bir ikincisini yapmışız. Muhtırasıydı, postmodern darbesiydi de cabası. Türkiye'nin demokratikleşememe sorununun en temel nedenlerinden biridir bu darbe kültürü.

Çağımızın son darbesi dün itibarı ile Akdeniz kıyılarımızın karşı cenahında meydana geldi. Arap Baharı rüzgarının en sert ve etkili yaşandığı Mısır'da. Bu bahar kısa sürede kışa dönüşmüş olmalı ki halk gene ayaklandı. En doğal haklarıdır beğenmedikleri, memnun olmadıkları bir yönetime baş kaldırmak, tepkilerini göstermek. Herkesin desteklemesi gereken bir tutumdur. Fakat Mursi ne yapmış olursa olsun sonunda ordunun yönetime el koymasını haklı göremem. Ordu denen kurum iki ucu keskin bir bıçak gibi. Ülkenizin güvenliği ve gücü için ordunuzu güçlendirebildiğiniz kadar güçlendirirsiniz. Fakat bu büyük güç kontrol altında tutulmazsa da, her an sayısız örnekte görüldüğü gibi yönetimde hak iddia edebilecek bir konuma gelebilir. Şu anda Mısır'da olanların darbe olmadığı iddia ediliyor, geçiş süreci gibi laflar söyleniyor. Her ne olursa olsun ordu gibi mantığın tamamen dışlandığı, hiyerarşik düzenin en katı haliyle uygulandığı ve insanın değerinin sıfırlandığı bir kurumun yönetimi ele geçirmesi insanlık ve demokrasi açısından büyük bir kayıptır. Umarım Mısır halkı şu anda kutlamalarla karşıladıkları darbenin sonuçlarını benzer örneklerde olduğundan daha az acıyla ve kayıpla atlatabilir. Dünya üzerinde hiçbir ordu olmasa, askerlik denen kavramı tarihin unutulmuş bir sınıfı olarak anlatsak çocuklarımıza keşke. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder