26 Mayıs 2013 Pazar

Ankara'nın Sembolü Sallama !


Yıllarca Ankara'da tartışma konusu olmuş bir durumdur bu. 20 yıla yakın bir süre boyunca Ankara'nın amblemi ne olmalı diye tartışmalar sürmüş, amblemler belirlenmiş, davalar açılmış, davalar kapanmıştır. Ankara'nın sembolleri arasından seçim yapmak sıkıntılı bir sürece dönüşmüştür. Kedisi diyen çıkmıştır ona karşı keçisi diyenler bastırmıştır. Kocatepe camisi diyenleri Anıtkabir'ciler püskürtmüştür. Sıhhıye' deki geyik figürlü güneş kursunu örnek verenlere antitez Atakule tarafından yükselmiştir. Ve hala Ankara'nın ambleminin ne olacağına dair herkesi tatmin edecek bir sonuç ortaya çıkmamıştır.

Bu konuyu tartışan kişilerin kariyerlerini, karakterlerini, yeterliliklerini tartışmıyorum elbette. Aralarında akademisyenler, siyasetçiler, sanatçılar gibi donanımlı bireyler var. Benim sadece naçizane bir önerim var. Ankara'da günlük hayatın her anında karşınıza çıkabilecek, bazı şahıs ve grupların saplantı derecesinde sempati ve bağlılık duyduğu, vücutlarının herhangi bir uzvu gibi gördükleri bir olgu var Ankara'da. Günlük rutinleriniz esnasında her an karşılaşabileceğiniz ve hedef olabileceğiniz bir gerçektir sallama. Maça gittiğinizde, bir barda bira içerken, Kızılay'da dolanırken, okulunuzun bahçesinde kahvenizi yudumlarken ve son örnekte olduğu gibi öpüşürken. Japonya'da samuray kılıcı neyse Ankara'da sallama odur. Ama arada büyük bir fark vardır. Japonya'daki kılıç şeref, onur gibi yüksek değerleri sembolize ederken, Ankara'da sallama şerefsizlerin silahı olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder