16 Mayıs 2013 Perşembe

Çirkinliklere İhtiyacımız Var



Bu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Neden çirkinliklere ihtiyacımız olsun ki.Şu anda evimin balkonundayım. Elimde kahve, bir sigara yakıp İzmir Körfezi'ni seyrediyorum. Gerçekten güzel bir görüntü. Sabahları uyanıp yataktan çıktığım anda gün ışığında parıldayan denizi görmek bir huzur veriyor insana. Sanki daha pozitif bir dünyaya uyanmışsın gibi. 
Ama bu akşam manzarayı izlerken içimde bir his oluştu. Sanki bir pislik var gibi. Güzel şeylerin içimizde olumlu hisler doğurması normal. İnsan doğası gereği güzele yönelir.Ama acaba bu dönemde bu iş biraz çığrından mı çıktı. Hepimiz güzelliğin büyüsüne kapılıp toz pembe kafalar peşine düşerken, dünyamızdaki çirkinlikleri göz ardı ediyoruz sanki. Bu bir manzara da olabilir bir insan da. Bir bina da olabilir bir araç da. Keşke gerçekten dünyamız tamamen güzelliklerden oluşsa da hiç bunları düşünmeye gerek kalmasa fakat maalesef dünyamızın ağır basan tarafı çok çirkin. Kimseye güzele odaklanmaktan vazgeçin demiyorum fakat dünyamızdaki çirkinlikleri de unutmasak iyi değil mi? Çocuklarımızı severken, sokaklarda yaşayan aç bilaç kir içindeki çocukları da unutmasak. Güzel evlerimizde yaşarken, tenekeli vb. adlandırılan mahalleleri de es geçmesek. Lüks restoranlarda yemek yerken, bir lokma ekmek için çöpleri karıştıranları aklımıza getirsek. Son model silahlarımızla övünürken, onların vurdukları ya da vuracakları yerleri de bir düşünsek. 
Evet başlıkta çirkinliklere ihtiyacımız var demiştim, daha doğrusu bütün çirkinlikleri yok etmeden bu çirkinlikleri asla aklımızdan çıkarmamaya ihtiyacımız var. Ya da dünyanın büyük bir bölümünü çöpe atıp güzellikleri sadece belirli kişilerin ulaşabileceği bir noktaya koyacağız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder